25 Mayıs 2014 Pazar

ESKİ BUĞDAYLARIN HİKAYESİ


2012 Türkiye’nin Kuzey Batısında Eski Buğdayların Ekimi ve Tüketimi Hikayeleri
Not: bu hikaye için birkaç yıldı eski buğdayları eken Bayramiç-Yeniköy Derneği’nin deneyimlerini alamadım, büyük eksiklik! umarım ilerleyen yıllarda tecrübeliler kadar yeni eklenen deneyimler çoğaldıkça yazılacak…
Geçenlerde haberini aldığım, üyemiz Boğaziçi Üniversitesi’nin Moleküler Bioloji ve Genetik bölümünde Prof. Dr. Neş’e Bilgin’in buğday hikayesini aktarmak istedim. Geçen yıl Dalaman’da yaşayan bir yeğeni, eski buğday çeşitlerini ekmek istediğini belirmişti, biz de İvrindi tarafında bulunan “Köse ekmeklik”ten bir torba kendisine gönderdik. İki dönümde ekildi. Neşe Hanım: 
Dalaman'a verdiğimiz Köse buğdayının akibeti çok iyi olmadı. Çünkü domuzlar hasattan kısa bir süre önce kötü bir şekilde talan etmişler ve eğmişler başakları.
Elle bir miktar toplayabildiler ama doğru dürüst hasat yapamadılar. ve bu yıl için tohumluk olarak kullanacaklar. Ama bu yıl kendi buğdaylarından tohumluk dışında bir fayda göremediler. Ben en azından gelecek yıla ekilebilecek kadar kalmasına bile sevindim.
Halbuki ben Mayıs ortasında gittiğimde o kadar güzeldiler ki. Yerlerini sevmiş ve boylanmışlardı. Resimlerini de çektim. Onların arazisinin hemen dışı çam ormanı ve oradan da doğaya açık bir yer. Bu yıl tarlanın da etrafına bir çit örmeye çalışıyorlar. Umarım gelecek yıl daha şanslı olacağız. 
Sarı buğdayda şansı daha iyiydi:
Bu arada benim Bayramiç Saçaklı köyünde ektiğim sarı buğday tam bir keyif oldu. Bire onbir verim aldım. Sadece iki dönüm ekebilecek kadar tohum bulmuştum. Başlangıçta bana dudak büken komşu köylüm sonuçta durumu görünce benden bu yıl için tohumluk istedi. Bu yıl ben üç dönüm o da 5 dönüm ekeceğiz, yani toplam 8 dönüm. Böylece geçen yıla göre ekim alanımızı dört kat arttırmış olacağız. Zaten bütün amacımız da bu değil mi. 
Tek problemim bizim komşu'yu ilaç kullanmamak konusunda razı etmek. Buna henüz emin değilim. Allahtan buğday ekeceği yer benim tarlamın yanında değil. Buna şükrediyorum.
Tohumluğu ayırdıktan sonra 120 kg kadar buğdayı (Bayramiç) Yassıbağ köyündeki su değirmeninde un yaptım. Çok ta güzel oldu. Arkadaşlarıma unu dağıttım (ki gelecek yıl sorsunlar, biz de verelim diye).
Yani bu da bir başarı öyküsü. Sarı buğday bölgede ekilen buğdaylardan daha büyük taneli, Makinede çerçöpünden ayrılırken ve boylarına göre seçilirken eleğe takılıyor tanelerin büyük olması nedeniyle, bu yıl çalıştığım makine için özel bir elek yaptıracağım bu amaçla, böylece sorun olmayacak. Hasat sırasında boyu uzun olduğu için sorun olur dediler, ama gelen biçerdöver hiç sorun yaşamadı.
Su değirmeni Yassıbağ'da Ali bey. 1998'den beri oradaymış, aslında değirmeni bir köylüsünden almış ve nasıl çalıştığını öğrenmiş, sonra da orada bir alabalık çiftliği yapmak istemiş, ama yapamamış, asıl işi marangozluk. Çünkü zaten kimsenin değirmene buğday getirdiği yok. Ben sordum ne kadar geliyor buğday öğütülmek için? diye. Istanbul'lulardan başka getiren olmuyor diye cevap verdi. Herkes Bayramiç'te elektrikli değirmende öğütüyor ununu. Benim gibi birkaç kişi anlaşılan,  Muratlar-Yeniköy grubu, Çamtepe vb gibi.
Buğdayı biraz kalın çekiyorlar, şöyle ele pürtükleri gelecek şekilde. (bilmeyenler ince çektiriyormuş, o zaman ekmek çok koyu renk oluyor ve kabarmıyor).
Benim ekmeğim şahane oldu. Gelecek yıla hem bana hem de köylüm Bekir'e tohumluk sakladıktan sonra kalan 120 kg'yu un yaptım, 80 kilo kadarını arkadaşlarıma dağıttım. Kapış kapış isteyenler sırada ama artık kalmadı. Çünkü son kalan çuvalı artık bu kış ben yiyeceğim. Zaten başka ekmek yemiyorum.
Buğdaylarda son durum:
Kasım ayının 3. haftasında sarı buğdayı, toplam 11 dönümde tekrar ekildi. Alptekin Karagöz'e başaklardan bir miktar gönderildi. Makarnalık olduğunu söyledi, bu nedenle ekmeği çok lezzetli ama biraz sert oluyor.

Köse buğdayı ise en iyi ekmekliklerden birisiymiş. Bu hafta Dalaman'da Dalya Life'ta Neş’e Hanım’ın yeğeni de köse buğdayını (hani geçen yıl domuzların talan ettiği tarladan kurtarabildikleri kadarını) ekti. Buğdayların son durumu budur.
Neş’e Hanım’ın yukarıda bahsettiği girişimlere birkaç yıl Erdek’te kendi ektikleri buğdaydan bir su değermeninde öğütülmüş un ile, bu yıl haftada ekşi mayalı 100 somunu çıkarmayı planlayan Sağlık Ocağı Md. Dr. Kadır Dadan ve ekibini eklemek istedim. Yeterli miktarda eski buğdaylar temininde sorun yaşandığı için bu yıl Gönen 98 adlı bir çeşit kullandılar; 3 yılın tecrubesinin kazandırdığı değerlerle bu ekmeğin aboneleri Bandırma’ya kadar uzanıyor. Küçük miktarlarda da olsa zamanında temin edilen birçok farklı buğday numuneleri ile deneme ekimler yapılmayı planlanıyor. 
Balıkesir’de Yaşam Dostu Ürünler grubunu da ekleyelim. Balıkesir Tükoder (Tüketiciyi Koruma Derneği) başkanı Necdet Bayhan'ın, emekli sendika uzmanı Nezih Gençler ve spor eğitmeni Gül Zeybek’in çabaları ile doğa ve yaşam dostu bir grub duyarlı insanın oluşturduğu Yaşam Dostu Ürün Grubu, Balıkesir’in can kulesine yakın bir pasajda bölgenin daha çok dağ köylerinin lider kişilerinin ortaklığıyla getirilen ürünlerle bir dükkan actılar. Pekmez, salçalar, baklagiller vs. dayanıklı ürünler yanında bir de ekşi mayalı 4 çeşit buğdaydan un, erişte ve ekmek bulunuyor. En çok Balıkesir çevresinde elde ettikleri “görece” ve “daha çok” eski buğdayları bölgede bir su değirmeninde öğütmek üzere elde ettikleri ruşeymli, içinde 4-5 çeşit buğday ve eski çavdardan harman ettikleri un ve bu undan yaptıkları ekşi mayalı ekmeği haftada iki gün ürettikleri, aynı zamanda elde ettikleri bu unu ekmeklik ve böreklik un diye ayırıp üyelerinin ihtiyaçlarını temin etmektedirler. Bir halk inisiyatifi olarak nitelendirilen grup, küçük köylü üreticilerl doğrudan ilişkiler kurarak diğer ürünler arasına son dönemde köy yumurtası eklemiştir. Facebook’ten takip edilebilir.

En son, YAŞAD Derneği’nin Hakkı Demir’in yardımıyla Bigadiç köylerinde Kocabuğday Sopa buğday isimli 2 çeşit ekmeklik buğday tohumluğu bulundu; bunlar geçenlerde Havran’da nufuzlu zeytin yağı üretici Terzoğulları ailesi tarafından ekildi. Karainek adlı direk küçük üretici-tüketici gıda ağı için tedarikçi olarak çalışan Arif Şen, Terzıoğulları ailesi bir aile projesi olarak ekmeğini yapmak için eski buğday arayış içinde olduğunu öğrenince Hakkı Bey’e Bigadiç köylerinden eski buğday tohumluğunu talep etti. Daha sonra ekmek yapımı denemelerini yapmayı planlayan Terzioğulları ailesi, hasat zamanında ekilen tohumluğu kadar Arif Şen’e geri verecek. 

Tüketicilerin ekmekte çeşitlilik taleplerine dair son olarak ilginç bir hikaye atkarmak istedim: yakın tarihe kadar Altınoluk’a kadar, Burhaniyeve  Edremit’te “Hakkiki Havran Ekmeği” olarak satılan lezziz bir ekmek türünün kalitesi, zaman içinde (kendimizce) üzücü biçimde düştüğünü gördük. İlginç olan, bugünden 2 yıl civarında önce, dindar kimlikli bir grup bunun kalitesini tekrar düzelterek satışa çıkarmaya başladı ve böylece körfez bölgesi, aşağı yukarı eski Havran ekmeğine kavuşmuş bulunuyor.

Ekmekte kalite ve farklı niteliklerin aranması, eski buğdaylarımızın yaşaması bir şanstır. Tabi satış koşullarının kısıtli kalmasıyla beraber bu ürünlere ulaşmalarının görece zahmetini alışkanlık haline getiren tüketicilere bir teşekkür borcumuz var. Bunları talepleri, yukarıda sayılan girişimler için bir güvence ve motivasyon kaynağıdır. Yine de eski buğdaylara, ununda taş değermenlerinin ve geleneksel mayaların yaratttıkları değerler taşıyan ekmek yapımında denemecilik ruhuyla zaman ve çaba göstern tüm birey ve gruplara da bir teşekkür borcumuz vardır.


KADİR DADAN
NECDET BAYHAN

YASSIBAĞ DEĞİRMENİ




TAHILLAR

1. REPORT OF A CEREALS NETWORK
2. AGRO-MORPHOLOGİCAL CHARECTERİZATİON OF SOME WİLD WHEAT (AEGİLOPS L. AND TRİTİCUM L.) SPECİES. 
3. ESKİ BUĞDAYLARIN HİKAYESİ